MİDEDE KANSER GELİŞİMİ:
Sindirim sistemi kanserlerinin tamamı tek bir hücrenin kanserojen değişimi ile başlamaktadır. Mide kanserleri de benzer şekilde gelişim göstermektedir. Gastrit diye tanımlanan midenin enfeksiyonunu takiben bazı hücrelerde atrofi, intestinal metaplazi, displazi ve son basamak olarak da erken mide kanseri gelişmektedir. Eğer bu evrelerde kanser teşhisi konulamazsa daha ileri aşama invaziv kanser gelişimi aşamasıdır. İnvaziv kanser geliştiğinde lenf bezine kanser yayılımı veya karaciğer başta olmak üzere diğer organlara kanserin yayılımı gerçekleşmektedir.
İleri aşamada yakalan mide kanserlerinde yapılacak tedaviler en optimal koşullarda olsa dahi beklenen yaşam çok uzun olmamaktadır. Bu nedenle mide kanserinin erken evrede yakalanması oldukça önemlidir.
ERKEN MİDE KANSERİNDE BEKLENEN YAŞAM:
Tarama endoskopilerinin en çok yapıldığı ülke Japonya’dır. Burada başta boyama gastroskopisi ve diğer ileri tekniklerin kullanılması ile birlikte hastaların çok büyük bir çoğunluğu erken mide kanseri döneminde yakalanmaktadır. Yine bu hastaların çok büyük çoğunluğu ameliyata gerek kalmaksızın endoskopik yöntemlerle kanser tedavileri yapılmaktadır. Japonya’da erken mide kanseri nedeni ile tedavi edilen hastalarda beklenen 5 yıllık yaşam %90 ve üzerindedir. Bu oran aynı grup hastalar için Amerika Birleşik Devletleri’nde beklenen 5 yıllık yaşam, ki burada lokalize mide kanseri olarak adlandırılmaktadır, %75 olarak bildirilmektedir.
BOYAMA NEDEN VE NASIL YAPILIR:
Mide kanserinin erken teşhisinde endoskopi sırasında boyama yapılması kanserin erken dönemde yakalanması şansını artırmaktadır. Bu yöntemde endoskopi işlemi sırasında Indigo Carmin ya da metilen mavisi kullanılmakta ve mide boyanmaktadır. En sık tercih edilen boyama ajanı metilen mavisidir. Metilen mavisi bağırsaklardan kolayca emilen ve tamamıyla idrar ve dışkı ile vucuttan atılan, zararsız bir maddedir. Öncelikle standart gastroskopi yapılır ve arkasından boyama işlemine geçilir. Gastroskopi sırasında endoskopun biyopsi kanalından sokulan bir kateter yardımı ile sulandırılan metilen mavisi midenin tüm yüzeyine fışkırtılarak bütün yüzeylerin boya ile temas etmesi sağlanır. Boyama sonrası tüm mide mukozasının boyayı homojen şekilde tutması beklenmektedir. Boyama öncesi ve sonrasında mukozanın görünümü dikkatle izlenirç Kanser hücreleri boyayı tutmamakta veya çok az oranda tutmaktadır. Tanıyı doğrulamak için boyama sonrasında bu defa mide mukozası serum fizyolojik ile yıkanmaktadır. Yine serum fizyolojik ile yıkamanın tüm mide yüzeyini kapsayacak şekilde tam olarak yapılması tekniğin önemli basamağıdır. Yıkama sonrasında normal mide mukoza hücreleri boyayı tamamen bırakmatır. Halbuki kanser hücreleri belirli oranda tuttukları boyayı yıkama sonucunda bırakmamaktadır. Böylece başlangıçta boyayı tutmayan ve yıkamada ise boyayı bırakmayan alanlar endokopik olarak şüpheli kabul edilmekte ve bu alanlardan endoskopi sırasında biyopsiler alınmaktadır.
BOYAMA YÖNTEMİNİN AVANTAJLARI NELERDİR
Boyama endoskopileri erken mide kanseri tanısına çok önemli katkı sağlamaktadır. Normal endoskopik incelemede görülemeyen lezyonları görünür hale getirmektedir. Taktir edileceği gibi gastroskopi sırasında mide yüzeyinin incelenmesi endoskopiyi yapan hekimin direk gözlemlediği bir eylemdir. Takdir edilebileceği gibi bu direk gözle tarama sırasında bazı küçük lezyonlar, özellikle de endoskopi cihazının kalitesi ile orantılı olarak atlanabilir. Endoskopun görüntü teknolojisi, midede her alana uşabilir esneklikte kaliteli cihazların oluşu ve yüksek çözünürlükte görüntü alınıyor olması işlemin doğruluk derecesini etkileyen unsurlardır. Ayrıca endoskopik işlem sırasında hastanın yeterli derinlikte uyutularak hastanın hareketsiz şekilde kalması diğer önemli bir unsurdur. Yine belkide can alıcı noktalardan biri de endoskopi işlemini yapan hekimin bu konudaki deneyimidir. Endoskopi işleminin süresini çok uzatan bir uygulama değildir. Yaklaşık 15 dakika gibi ilave zaman gerektirmektedir. İşlem sonrasında kullanılan boyanın bir kısmı bağırsaklardan emildikten sonra idrar ile atılmakta ve bu da idrarın boyanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle boyama endoskopisi sonrasında idrarda boyanma olacağı işlem öncesinde hastaya bilgi olarak verilmelidir. Elbette bu geçici bir tablodur.
KİMLER BOYAMA ENDOSKOPİSİ YAPTIRMALIDIR?
1. Bilindiği gibi mide kanserinin etiolojisinde ailesel yatkınlık çok önemli bir etioloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle ailesinde (anne, baba, kardeş ve diğer yakın akraba) kanser öyküsü olan hastalar riskli hastalar grubunu oluşturmakta ve bu nedenle bu hastaların mümkünse 30 yaş öncesinde ilk tarama endoskopilerini yaptırmaları önerilmektedir.
2. Uzun süredir gastrit ve peptik ülser tanısı nedeniyle yakınmaları olan, bu nedenle uzun süreli çeşitli tedaviler gören hastalar boyama endoskopisi yaptırmalıdır. Eğer bu hastalar daha önce endoskopi yaptırmışlar ve endoskopide Helikobakter Pilori saptanmış ise mutlaka bu mikrobu eredike etmek için uygun şekilde tedavi edilmiş olmaları gerekmektedir. Sonraki dönemde yakınmaları nüks etmiş hastalarda da boyama endoskopisi yapılmasını önermekteyiz. Çünkü yine kesin olarak bilinmektedir ki Helikobakter Pilori mide kanserinin önemli bir etiolojisini oluşturmaktadır. Bu hastalarda tekrarlayan nüksler kanser oluşumu ihtimalini artırmaktadır.
3. Daha önce peptik ülser nedeniyle ameliyatlar geçirmiş hastaların takibi için yapılan endokipik incelemelerde de boyama endoskopileri kullanılmalıdır. Özellikle mide rezeksiyonundan 10 yıl ve daha uzun süre sonrasında, geride kalan mide dokusunda kanser gelişimi riski artmaktadır. Bu hastaların belirli aralıklarla endoskopik kontrolünün yapılması önerilmektedir. Bu kontrollerde boyama tekniğinin kullanılması gelişebilecek bir mide kanserine erken evrede tanı koydurabilir.
4. Pernisiöz anemi gibi bazı özel anemi tiplerine sahip olan hastalarda mide kanseri gelişimi riski artmaktadır. Bu hastalarda da boyama endoskopisi yapılması erken mide kanseri tanısı konulmasında yardımcı olmaktadır.
5. Mide kanseri etiolojisinde bazı çevresel faktörler önem kazanmaktadır. Bunların başında sigara gelmektedir. Ayrıca tütsülenmiş gıdalar ile uzun süreli belenme, tuzlu yemek yeme alışkanlığı, A ve C vitamini eksikliğinin olması, ağır metaller ile çalışan işçiler gibi bilinen risk faktörleri olan hastaların gastroskopik incelemelerinde de boyama endokopisinin yapılması önerilmektedir.
6. Kronik gastrit tanılı, uzun süreli epigastrik ağrı, yanma, bulantı ve kusma gibi dispeptik yakınmaları olan hastalara eğer gastroskopi planlanmış ise bunun boyama endoskopisi şeklinde yapılmasını önermekteyiz.
SONUÇ:
Görüldüğü gibi aslında basit ama etkili bir teknik olan boyama endoskopisi mide kanserinin erken tanısında çok büyük avantajlar sağlamaktadır. Mide kanserleri erken evrede yakalandığında bir çok olguda cerrahi dahi gerektirmeden endoskopik olarak tedavi edilebilmektedir. Mide kanseri ileri evrelerde yakalandığı zaman ne yazık ki aylar ile ifade edilen yaşam beklentisi var iken, eğer mide kanseri erken evrede yakalanırsa beklenen 10 yıllık yaşam günümüzde %90’nın üzerine çıkabilmektedir. Bütün bunlar mide kanseri için risk grubunda olan hastaların belirlenmesi ve gecikme olmadan bu hastalara tarama endoskopilerinin yapılmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Eğer siz de yukarda tanımlanan risk grubunda olduğunuzu düşünüyorsanız vakit geçirmeden doktorunuzla durumunuzu değerlendirmeniz gerekmektedir. Unutmayın ki günümüzde gastroskopi çok sayıdaki merkezde ve oldukça düşük risklerle yapılan bir işlemdir. Ancak tanının gecikmesi geri dönüşü olmayan bir realitedir.
Sorularınız