Vücuttaki diğer tüm kanserler gibi gastrointestinal sistemin kanserleri de tek bir hücreden gelişirler. Öncelikle bu değişim midedeki bir kronik enfeksiyonu takip eder. Kronik enflasyondan sonra bazı hücrelerde atrofi gelişir. Atrofi intestinal metaplazi ve displazi takip eder son aşamada ise erken mide kanseri gelişimi söz konusudur. Bütün bu süreçte helikobakter pilori mikrobunun kanser lehine süreci hızlandırıcı katkısı da olabilmektedir. Eğer tümör erken evrede yakalanmazsa, bir sonraki aşamaya yani invazif kanser oluşumuna geçilir. Bunun anlamı sadece mukozada sınırlı olan tümörün midenin diğer katmanlarına ilerlemesidir. Elbette aynı süreçte kanser hücrelerinin lenfatik yollarla yayılımı da söz konusu olacaktır.
Kanserlerin tam olarak tedavisinin mümkün olmasını sağlayan en önemli aşama kanseri erken evrede yakalamaktır. Erken evrede yakalanmayan ya da lenfatik yolla yayılmış tümörün tam olarak tedavisi mümkün olmayacaktır. Bu nedenle özellikle mide kanserlerinde biz tamamıyla tümörü erken aşamada yakalamaya odaklanırız. Erken mide kanserini yakalamanın en önemli yöntemlerinden birisi risk grubunda olan bireylerin belirlenmesi ve onlara tarama endoskopi ilerinin yapılmasıdır. Bu bireylerin herhangi bir şikayetinin olması gerekmez, belirli yaşlara geldiklerinde bu kişilere tarama endoskopisi yapılmalıdır. Bu konuda en başarılı olan ülkelerden biri Japonya dır. Japonya’da mide kanserleri oldukça sık gözükmektedir ve bu büyük oranda tütsülenmiş balık ve diğer gıdaların alımıyla ilgilidir. Ancak daha yirmili yaşlardan başlayarak burada bireylere tarama endoskopi ileri yapılmakta ve mide kanserleri erken dönemlerde yakalanmaktadır. Bu ülkede mide kanserlerinin çok büyük bir bölümü erken evre mide kanserleridir ve bu hastaların büyük bölümü bir ameliyata gereksinim duyulmadan endoskopik yolla tedavi edilebilmektedir. Erken mide kanseri vakalarında japonya’da 5 yıllık yaşam %90 ve üzerindedir. Ancak ülkemizde tablo tam tersinedir. Mide kanserlerinin çok büyük bir bölümü ileri evre olarak teşhis edilmekte ve bu hastalarda 5 yıllık beklenen yaşam oldukça kötü düzeydedir.

Risk grubundaki bireylerin belirlenmesi ve düzenli aralıklarla tarama gastroskopi ilerinin yapılması çok önemlidir. Bu bireyler kimlerdir? Kimlere tarama gastroskopisi yapılmalıdır?
- Öncelikle aile hikayesi pozitif olan bireyler, yani anne, baba, kardeş ve diğer aile yakınlarında mide tümörü öyküsünün pozitif olduğu bireyler. Bu grup bireylere olabildiğince erken yaşlarda, erken yaştan kasıt 30 yaş ve üzerinde ilk tarama gastroskopisi yapılabilir.
- Uzun süredir gastrit, peptik ülser, reflü ve helikobakter pilori pozitifliği nedeniyle teşhis konulmuş, tedavi edilmiş ve aralıklarla şikayetleri devam eden bireyler. Bu hastalara mutlaka boyama endoskopisi yapılmalıdır.
- Daha önce mide ya da oniki parmak barsağında ülser delinmesi, ülser kanaması nedeniyle ameliyat olmuş ve özellikle de mide rezeksiyonu yani midesinin bir kısmı çıkartılmış hasta grubunda düzenli aralıklarla boyama endoskopi ileri yapılıp takip edilmeleri gerekmektedir.
- Pernisiyöz anemi dediğimiz özel bir animeye sahip olan hastaların aynı şekilde boyama endoskopisi yapılarak takibi gerekir.
- Yine mide kanseri etyolojisinde çok önemli rolü olan ve ülkemizde yaygın beslenme biçimlerinden birisi olan sürekli mangalda pişmiş gıdaları yiyen, çok uzun süreli sigara kullanımı hikayesi olan bireyler, kronik karın ağrısı olan ve bu nedenle çok uzun süreli proton pompası inhibitörü ilaçlar kullanan bireylerin de düzenli aralıklarla takibi yapılmalıdır. Bu kişilerde hem tarama endoskopileri yapılmalı ve hem de helikobakter pilori varlığı araştırılmalıdır. Eğer helikobakter pilori pozitifse bu bireylerin mutlaka uygun şekilde tedavi edilmelidir.
Şurası unutulmamalıdır ki zamanında yapılan bir tarama endoskopisi, eğer çok dikkatli yapılır ve özellikle de boyama tekniği kullanılırsa mide kanserlerini çok erken evrede yakalamak mümkündür, bu hastaları endoskopik yolla ameliyata gerek kalmadan tedavi etmek mümkündür ve bu hastaları da kanser tamamen yok edilebilir. Eğer birey risk grubunda olduğunu düşünüyorsa mutlaka doktoruna başvurmalıdır.